Brexit Süreci Türk İş İnsanları İçin Oldukça Olumsuz Sonuçlara Neden Olabilir
Sorularınız için, lütfen bizimle iletişime geçin, ekibimiz tüm sorularınızı cevaplamaya hazır.
Her ne kadar Brexit sürecinin AB ile Birleşik Krallık arasında iki taraflı bir ayrılık süreci olarak görünse de İngiltere’de iş kurmak ya da çalışmak amacıyla vize ve ikamet izni almak isteyen Türk vatandaşları açısından oldukça önemli etkileri ortaya çıkaracağı anlaşılmaktadır.
Bir grup Türk girişimcinin İngiliz mahkemeleri nezdinde 2019 yılında göçmenlik için geçerli kurallarda yapılan değişiklikler aleyhine yaptıkları temyiz başvurusu reddedildi.
Türk İşadamları Birliği Türk iş insanları ve bakmakla yükümlü oldukları aile bireylerinin daimi süreli ikamet izni almaları için geçerli koşullarda İngiliz İçişleri Bakanlığı olarak bilinen Home Office tarafından getirilen yeni düzenlemenin iptali amacıyla yargıya başvurmuşlardır. Ancak Financial Times gazetesinin aktardığına göre [1] Yargıç James Dingemans başvuruyu reddederek Home Office’i haklı buldu. Veirlen kararın ardından Home Office ECAA-Turkish EC Association Agreement (Türkiye’de bilinen ismiyle Ankara Antlaşması) uyarınca yapılan daimi ikamet izni başvurularını kabul etme uygulamasına son verdi. Bu durum binlerce Türk asıllı iş adamının yeni düzenlemelere hazırlıksız yakalanmasına neden oldu. Bakanlık aynı zamanda AB vatandaşları ile benzer şekilde asgari ikamet etmiş olma süresini bir yıldan beş yıla çıkardı. Mahkeme sonradan uyuşmazlık konusu karar aleyhinde İstinaf Mahkemesi-Court of Appeal nezdinde temyiz başvurusu yapılabileceğini kabul etti.[2]
ANKARA ANLAŞMASI NEDİR VE TÜRK İŞ ADAMLARI İÇİN NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
12 Eylül 1963tarihinde dönemin Avrupa Toplulukları ile Türkiye arasında imzalanan Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Arasında bir Ortaklık Yaratan Anlaşma (Ankara Anlaşması)- The European Communities Association Agreement (ECAA)İngiltere Avrupa Topluluklarına üye olmadan önce imzalanarak yürürlüğe girmiş bir antlaşmadır. Antlaşmanın amacı Anlaşma’nın amacının, taraflar arasında sürekli ve dengeli ticari ve ekonomik ilişkileri kuvvetlendirmek ve öngörülen hazırlık, geçiş ve sonuç dönemlerinin ardından Türkiye ile Birlik arasında bir ortaklık yaratmak olarak belirtmiştir.
Ankara Antlaşması ile Türk İş İnsanlarına Tanınan Ayrıcalıklar Nelerdir?
Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra imzalanan Ek Protokol iş kurma ve hizmet sunmak amacıyla kişilerin serbest dolaşımının önündeki engellere ilişkin düzenlemeler getirerek iş kurmak ya da hizmet sağlamak özgürlüklerine ilişkin ek kısıtlamalara son verilmesini ön görmektedir. Bahse konu düzenleme devletlerin kişilerin serbest dolaşımı için kısıtlayıcı düzenlemelerden uzak durmasını ön gören bir mevcudun korunması kuralı içermektedir ve Türk vatandaşları açısından daha az lehte olacak tedbirlerin uygulanmasının önüne geçmektedir. Yeni kısıtlama getirme yasağı hükmü, bir anlaşmada akit taraflara, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan şartları mevcut halinden daha kötüye doğru değiştirmelerini yasaklayan hükmü ifade etmektedir. Başka bir deyişle, yeni kısıtlama getirme yasağı, anlaşma tarihinde geçerli olan hukuki durumu muhafaza etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte, “ilgilinin lehine ilkesi” çerçevesinde, hukuki durumda ilgililerin lehine değişiklikler getirilmesi mümkündür.
ATAD’ın, ilgili üye devlette Türk işçilerinin veya aile bireylerinin istihdama giriş koşullarında kısıtlama getirildiğini ortaya koyması halinde, ilgili ulusal önlemin Türk vatandaşlarının durumunu ilgili üye devlette yürürlüğe girdiği zamandaki veya girdikten sonraki lehte uygulama karşısında ağırlaştırdığı anlamında yeni olup olmadığını tespit etmekte[3] Bir sonraki aşamada, yeni kısıtlamanın üye devlet tarafından haklı bir neden temelinde gerekçelendirilip gerekçelendirilemeyeceği hususu gündeme gelmektedir. Bu noktada, AB iç pazar hukukunda olduğu gibi, getirilen yeni kısıtlamanın kamu düzeni, kamu güvenliği, kamusağlığı ve kamu yararına ilişkin ağır basan diğer sebepler temelinde, orantılılık ilkesine uygun olması; kısacası, haklı gösterilebilmesi mümkün olacaktır.[4]
Birleşik Krallık 1973 yılında AT’ye(şimdiki adıyla AB) üye olmasıyla birlikte meşhur yeni kısıtlama getirme yasağı İngiltere’de uygulanabilir olmuştur. Bunun anlamı ikamet izni almak amacıyla ülkeye gelen Türk vatandaşlarına 1973 yılında uygulanabilir olan Göçmenlik Kurallarının uygulanması ve yeni kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanmaması gerektiğidir. Bu sayede Türk iş insanları ve işçileri İngiltere’ye yerleşmek istediklerinde daha avantajlı kurallara tabi olmaktaydılar.
2018 Mart ayına kadar 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması doğrultusunda yeterli mali kaynaklara sahip olduklarını göstermek koşuluyla İngiltere’de iş kurmak isteyen Türk vatandaşlarına ikamet izni verilmekteydi. Bir yıl sonra ise İngiltere’de kendi işini kuran Türk vatandaşları önce üç yıl daha sonra ise daimi süreli ikamet izni başvurusunda bulunabilmekteydiler. Ankara Antlaşması ayrıca eş, sivil partner ve 21. Yaşından küçük çocukları dahil olmak üzere bakmakla yükümlü oldukları kişileri de ülkeye getirmelerine imkan tanımaktaydı.
BREXIT SONRASI TÜRK İŞ İNSASNLARININ DURUMU NE OLACAK?
Şu anda; Ankara Antlaşması hükümlerinin, Birleşik Krallık'ta bulunan AB vatandaşlarının hakları ile birlikte, geri çekilmeye yönelik geçiş düzenlemeleri kapsamında belirli bir süre korunacağını düşünmek için umut var.[5] 2. Madde, AB hukukundan kaynaklanan yerel mevzuatın korunmasını ön görmesi nedeniyle (işadamları – HC 509 ve 510); 3. Maddenin, Madde 6(1)'i (işçiler – doğrudan etki) geçiş süresi boyunca mevcut hakların koruması mümkündür. Geçiş döneminin önerilen son günü 31 Aralık 2020'dir.
Geçiş döneminin bitiminden sonra hükümlerin uzun vadeli korunup korunmayacağı ise çok muğlak bir konudur. Birleşik Krallık'ın AB'den nihai çıkışından sonra, Brexit'in belirtilen amaçlarından biri olan AB dışındaki ülkelerle yeni ticaret anlaşmalarının yapılması kapsamında Türkiye ile Birleşik Krallık arasında gelecekte bazı düzenlemeler olabilir. Ne olursa olsun, Birleşik Krallık'ta iş kurmak veya çalışmak isteyen Türk vatandaşları için yapılacak herhangi bir yeni düzenlemenin, Türk vatandaşı olmayanlar için yürürlükte olan mevcut (daha kısıtlayıcı) göç rejimlerini takip etmesi beklenmektedir.
Anlaşma sağlanmaksızın yürürlüğe girecek bir Brexit durumunda, Türk iş insanlarının Ankara Anlaşması'ndan kaynaklanan avantajlı statülerini kaybetmeleri ve kendilerini çok istikrarsız bir durumda bulmaları konusunda gerçek bir tehlike var. Bu nedenle, sert bir Brexit'ten sonra fırsat penceresi kapanmadan oturma izni almak isteyen Türk vatandaşlarının sayısında önemli bir artış oldu.[6]
Brexit sonrası ikamet iznine sahip olan Türklerin daimi oturum izni alması için gerekli koşullar aşağıdaki gibidir:
- Yeterli İngiliz dil bilgisi gereksinimi ilişkin şartların karşılanması
- İngiltere'de Yaşam testinin başarıyla tamamlanması.
- Talep edildiği takdirde polis birimleri nezdinde kayıt yapılmış olması
- Sosyal fonlardan yararlanmaksızın son 5 yıldır Birleşik Krallık'ta yaşıyor ve çalışıyor olmak
- Son 5 yıl içerisinde herhangi bir 12 ayda Birleşik Krallık dışında 180 günden fazla kalmamış olmak
[1] https://www.ft.com/content/1e331504-4993-11e9-bbc9-6917dce3dc62
[2]http://www.hurriyetdailynews.com/uk-court-allows-appeal-on-ankara-deal-146648
[3]Judgment of the Court of 21 October 2003, Abatay and Others, C-317/01, EU:C:2003:572, para 116.
[4]Judgment of the Court (Second Chamber) of 7 November 2013, Demir, C-225/12, EU:C:2013:725, para 40
[5] http://www.legislation.gov.uk/ukpga/2018/16/section/2/enacted
[6]https://www.thetimes.co.uk/article/turkish-migrants-dash-to-uk-before-brexit-door-closes-059ph6gm5